Yeni Renault Clio 4 Joy 1.5 dCi 75 BG İncelemesi

İnceleme yazılarının arasını uzun tutarak da olsa sürdürmeye devam ediyorum. Bu sefer ki aracımız 2015 model renault clio 1.5 dci joy. İncelemeye aldığım clio 75 beygir olarak geçen versiyonu. İki gün kullandığım ve yaklaşık 1300 kilometre yol yaptığım otomobili, sürekli kullanıcısı kadar olmasa da birçok yönüyle gözlemledim. Hadi test detaylarına geçelim.

Öncelikle küçük bir detayı aktararak başlayayım. İncelediğim araç makyajlı yeni clio değil. Bu yüzden başlığı da yıl olarak atmadım. Yanlış anlaşılıp laf yemeyelim 🙂

Clio 4, 2012 yılında yollara çıktığı zaman b segmentinde büyük yeniliklerin öncüsü olarak geldi. Tasarım, donanım ve teknolojik donanımları ile kendini Türk kullanıcısına da sevdirdi. Gerçi incelediğim araç en alt versiyonu joy olsa da kendisiyle geçirdiğim iki günde sevdim. Fakat canımı sıkan yönleri de oldu. Bunlara detaylıca bakalım.

Renault clio 4 1.5 dci modelini Ankara’da işim olduğu için iki günlüğüne kiraladım. Zaten son zamanlarda testler bu şekilde geldi. Böylede devam edecek gibi görünüyor. Ama testleri artık daha sık yapmaya çalışacağımın bilgisini de buradan aktarmış olayım.

Artıları
1-B segmentinin sıkı modellerinden birisi olan clio 4 ile geçirdiğim iki gün içerisinde dikkatimi ilk çeken noktalardan birisi baz versiyon olmasına karşın, Start-stop çalıştırma, yokuş kalkış desteği, çok iyi çalışan hız sabitleyici gibi özelliklere sahip olmasıydı. Bilindik güvenlik donanımlarını zaten standart olarak sunan Fransızlar, bu araçta baz donanımları da sıkı tutmuş. Sınıfının en iddialı modellerinden birisi olan makyaj öncesi vw polo’yu ele aldığımızda standart donanımda böylesine önemli artıları var. Renault’un hız sabitleyici sistemini ilk kez kullanmama karşın asla zorlanmadım ve kafamda karışmadı. Hani bazıları vardır, sistem aktif mi değil mi diye illet eder, bu aracın ki öyle değil.
2-Renault clio 4‘ün tasarımı da artılarım arasında. Bu aracın yüzüne artık alıştık ama şuan yollara çıkan birçok renault modellerinin genel formları Clio 4’ten uzak değil. 4. yılında yenilendiğini göz önüne de alacak olursak dış tasarımda Fransızların bu otomobil gerçekten başarılı adım attığını görebilirsiniz. Tabi bu başarı sadece dışta değil, yaşam alanında da var. Dijital ekranı basit ama doğru şekilde yapılmış renklendirmesi gündüz sürüşlerinde bile net şekilde okunuyor.
3-Kullandığım araçta 50.000 kilometreyi aşmış rent a car aracı olmasına karşın belirgin dağılma belirtileri yoktu. Hani birçok kişide duyduğumuz Fransız kalitesiz ve çabuk dağılır algısı vardır ya, işte onu Clio 4 kırdığını söyleyebilirim. Rent a car otomobillerinin 50.000 kilometre yıpranmışlığı standart kullanıcı da 3 kat daha uzun sürede olduğunu düşünenlerdenim. Bu yüzden yollarda 1 yıl geçirmiş ama diri kalmayı başarabilmiş. Ama malzeme kalitesi yüksek demiyorum. Sınıf standartlarında ama sağlam. Öyle abartılı trim sesi duymadım. Ayrıca silinmiş tuşta görmedim. Hatta daha önce clio 2 makyajlı kasasını kullandığım için şunu rahatlıkla söyle bilirim ki Clio 4 bahsettiğim konularda resmen çağ atlamış.
4-Sağlamlık konusu motorda da kendini bariz şekilde gösteriyor. Gayet sessiz dizel motora sahip ve bana göre en büyük artısı ekonomik motoru. Hatta son birkaç yılda sürdüğüm en ekonomik araç diyebilirim. TDi, HDi, Multijet2 motorları baz alarak bunu diyorum. Tabi araç modeli ve ağırlıkları değişebilir ama 1300 kilometre yolculuğumda 17,8 kuruş yakması yüzümü güldürdü. Bu mesafe içinde şehir içi trafiği ve uzun yolda çokça 140-150 km/s hızla kullandığımı da antrparantez olarak ekleyeyim.

Eksileri
1-Eveet, gelelim eksilerine. Artıları baz alarak aynı sıralamada değinmek istediğim yerler var. Baz donanım konusunda sınıf standartlarında ilk yıllar öne çıkmasına karşın şu arka camları manuel bırakmaları hangi araç olursa olsun doğru bulmuyorum. Bu renault clio 4 içinde geçerli. Hadi multimedya ekranını anlarım. Onda en azından usb girişi ve aux koymuşsun. Şu arka cam olayını B segmentinde artık aşılması gerekli. Özellikle sınıfında öncü markalar arasında olan Renault, baz donanım clio almak isteyenleri bu konuda üzmemeli diye düşünüyorum.
2-Clio 4 Joy paketin ses sistemi maalesef hiç iyi değil. Baz versiyonda zaten fazla bir şey beklemiyordum. Ama sınıfının en güçlü rakiplerinden birisi olan Volkswagen Polo’yu ele aldığımızda Clio’nun sesi çok zayıf kalıyor.
3-Eğer “bu otomobilin hastalığı nedir?” diye sorsanız, kesinlikle rüzgar sesi derim. Clio 4, özellikle 120 km/s hızdan sonra anormal şekilde rüzgar sesi içeriye alıyor. Bu benim canımı çok sıktı. En büyük eskisi rüzgar sesi. Birde kullanılan lastikten olduğunu düşünerek araya lastik sesini de belirteyim. Sonuçta kiralık araç ve mazisi oldukça yorucu olduğu için bunu otomobil dışındaki farklılıklar arasına alıyorum.
4-Gelelim son eksiye. 1.5 litre hacme sahip turbo dizel motoru ile 75 beygir 200 nm tork güç üreten Clio 4, 5. viteste 80 km hıza kadar düştü mü tork yetersiz kalıyor ve vites düşmeden motor canlanmıyor.
Bunun vites aralığına ve daha zayıf motora bağlıyorum. Gerçi bu şikayeti yeni symbol içinde belirtmiştim. Birde 90 beygirlik versiyonlarını denemek lazım.

Bu artı ve eksiklerin dışında yol tutuşu belirli hızlara kadar iyi. Yolda tutunması sınıf standartlarında. Fakat 160’tan sonra güven kısmı biraz sıkıntıya giriyor. Kapı cepleri küçük kalmış, büyük suları koymak sıkıntı olabilir. Arka da oturanlar için cam yapısından dolayı biraz klostrofobik ortam da oluşabiliyor. Kısaca tasarımı güzel, baz versiyon olmasına karşın donanımları gayet iyi ve motoru da oldukça ekonomik.

Facebook sayfamız üzerinden takip ederek yeni incelemelerden haberdar olabilirsiniz: facebook.com/otokokpit