Lüks Otomobilin Geleceği ‘Rolls-Royce Vision Next 100’
Lüks otomobilin en güçlü seslerinden birisi olan Rolls-Royce, geleceğin lüks otomobilini Vision Next 100 modeli ile çiziyor.
ROLLS-ROYCE vision NEXT 100 – LÜKS MOBİLİTENİN GELECEĞİNE DAİR muhteşem bir vizyon
Torsten Müller-Ötvös, CEO, Rolls-Royce Motor Cars
“Rolls-Royce VISION NEXT 100 ile, geçmiş üzerinde durmamaya dikkat ettik. Olabildiğince yenilikçi olmak ve aynı zamanda modelin tasarım geçmişinin ötesine geçmek istedik”.
Giles Taylor, Proje Müdürü, Rolls-Royce Motor Cars
Bugün, Rolls-Royce VISION NEXT 100, London’ın Roundhouse’ında görkemli bir organizasyon ile takdim edilmiştir. Bu araba, lüks mobilitenin geleceğini tayin etmektedir. 103EX kod adı ile, modelin ilk daima mükemmel “Vizyon Aracı” olmuştur.
Rolls-Royce VISION NEXT 100, lüks mobilitenin geleceğine dair merak uyandıran ve estetik açıdan dinamik bir vizyon sunmaktadır – yolcuları için bir ‘Büyük Sığınak’ (Grand Sanctuary) sağlayan bir tasarım ile çevrili, tamamen kişisel, zahmetsiz ve otonom bir Rolls-Royce tecrübesi, ve “Büyük Varış”.
Rolls-Royce VISION NEXT 100, geleceğin lüks müşterisinin mobilite taleplerini önceden görmektedir. Rolls-Royce tarafından, aylar boyunca yapılan araştırmalar ve markanın sürekli müşterileri ile görüşmeler sonrasında hayata geçirilen bu araba, modelin lüks kişisel mobilitenin geleceğine ilişkin planlarının, Rolls-Royce’ı bir yüzyılı aşkın süredir dünyadaki en seçici ve güçlü patronların tercih ettikleri marka haline getirmiş olan başlıca özellikleri temsil etmeye devam edeceğine ilişkin açıkça ifade ettikleri güvence alma arzularını ortaya koymaktadır.
Rolls-Royce VISION NEXT 100 ile marka – şimdiki ve gelecekteki – değerli müşterilerine tam da böyle bir güvence sağlamaktadır. Rolls-Royce’ın, isimsiz, faydacı ve şahsiyetsiz gelecek mobilite şekilleri fikrini reddettiği bir geleceğe olan güveni büyük harflerle ve kesin bir şekilde ortaya koymaktadır. Rolls-Royce, müşterilerinin düşüncelerini ve gelecekteki taleplerini samimi bir şekilde anlayarak, her bireysel müşterinin kendisi kadar kişisel olan, zahmetsiz, bağımsız, ferah ve güzel lüks mobiliteye ilişkin heyecan verici ve çok çekici bir vizyon sunmaktadır.
Arka plan
Bu ‘Vizyon Aracı’, yüzüncü yıl dönümü kutlamaları – GELECEK 100 YIL – çerçevesinde BMW Grubu tarafından 7 Mart 2016 tarihinde Münih’te ilan edilen dördünden biridir. 2016 yılı, BMW Grubu’nun yüzüncü yıl dönümü olmasının yanısıra, Rolls-Royce Motor Cars tarihçesinde de yeni ufuklar açan bir andır.
Rolls-Royce için, meraklıları tarafından “dünyanın en iyi arabası” olarak kabul edilen yedinci nesil Phantom’un üretiminin sonu, Rolls-Royce markasının BMW Grubu muhafazası altındaki rönesansının ilk aşamasının tamamlanmasını temsil etmektedir. Phantom, Ghost, Wraith ve şimdi Dawn’ın başarısı, atılgan yeni bir bölümün temelini oluşturmaktadır.
Dünyanın en meşhur lüks markası için çok başarılı geçen bu çağ, durmak bilmeyen, daima ileriye bakma kararlılığı ile yönlendirilmiştir.
Bu şevkle Rolls-Royce VISION NEXT 100 takdim edilmiştir – lüks mobilitenin geleceğinin tamamen devrim niteliğinde, çok özgün bir keşfi. Geleceğin varlıklı duayeninin potansiyel istek ve arzularına tamamen özgün bir bakış getirmektedir.
Rolls-Royce VISION NEXT 100 – lüks mobilitenin geleceğine dair bir vizyon
Rolls-Royce VISION NEXT 100’u yaratırken, Proje Müdürü Giles Taylor önderliğindeki Rolls-Royce Motor Cars tasarım ekibi kendilerine şu soruyu sormuşlardır: “Gelecek 100 yıl için lüksü nasıl yeniden şekillendirebiliriz?” Bu soru içinde ekip, iki soru daha sormaları gerektiğini gördü: “Bir Rolls-Royce sahibi gelecek on yıllarda kendi Rolls-Royce’ından ne bekleyecek ?” ve “Biz, Rolls-Royce nezdinde, bu beklentileri nasıl karşılamayı öngörüyoruz?”. Bu sorular sayesinde ekip, Rolls-Royce’ın geleceğine yönelik sarsıcı olasılıkların hayalini kurabilmiştir.
Rolls-Royce, müdavimlerini ve onların gelecekteki olası arzu ve motivasyonlarını samimiyetle anlamaktadır. Rolls-Royce, gerçek lüksün son derece kişisel olduğunu ve geçmişteki ve şimdiki her Rolls-Royce’ın alameti farikalarının geleceğinin anahtarını oluşturduğunun bilincindedir. Tasarımcılar bu nedenle, zarif çözüm olan Rolls-Royce VISION NEXT 100’ü desteklemekle kalmayan, aynı zamanda lüks mobilitenin geleceğini bir bütün olarak somut bir şekilde örnekleyen dört ana prensibi ayrıştırmıştır:
Kişisel Vizyon
Zahmetsiz Yolculuk
Büyük Sığınak
Büyük Varış
Marka, Rolls-Royce VISION NEXT 100’ü takdim ederken, ulaşımın geleceğinin faydacı ve fonksiyonel olduğu yönündeki düşünceyi reddetmiştir. Rolls-Royce, arabaları ile duygusal bir bağ kurmak isteyen müşteriler için tavizsiz, tamamen bağımsız, özel kasa, kişiselleştirilmiş bir vizyonu sunmak üzere geleceğe cesurca adım atmıştır. Bu mantık kendilerini ilk ana prensibe yönlendirmiştir: Kişisel Vizyon.
Kişisel Vizyon
Rolls-Royce VISION NEXT 100, 16 Haziran 2016 Perşembe günü Londra’da takdim edildiği şekliyle, geleceğin bir Rolls-Royce’ına dair olası birkaç kişisel vizyonun bir örneğidir. Gerçekten de, günümüz Rolls-Royce Ismarlama tecrübesinin bir gelişiminde, müşterilerin zevki, kendi Rolls-Royce’larının tam tasadımını ve nasıl şekillendirileceğini etkileyecektir.
Geçmişin müthis özel kasa arabaların ruhu ile, Rolls-Royce geleceğin şasisini yaratacak: en gelişmiş materyallerden el yapımı olacak ve sıfır emisyonlu güç aktarma organları ile tahrik edilecek. İleri üretim teknolojileri sayesinde müşteriler, kişisel Rolls-Royce vizyonlarına ait biçimin, ebadın ve silüetin tasarımına daha da çok karışabileceklerdir. Gelecekteki müşteri, kendisine ait konsepti sipariş edecektir. Rolls‑Royce, her müşterinin bu kişisel vizyonunu tasarlayacak ve üretecek olup, her Rolls-Royce’ı eşsiz ısmarlama bir ustalık eseri haline getirecektir.
Kısacası, Rolls-Royce VISION NEXT 100, özgün karoser yapımına dönüşü müjdelemek için teknolojide planlanmış gelişimleri kullanmaktadır.
Rolls-Royce VISION NEXT 100, Proje müdürü Giles Taylor önderliğindeki Rolls-Royce Motor Cars tasarım ekibinin vizyonudur. Geleceğin Rolls-Royce müşterisine ve yaşayacakları dünyaya ilişkin derin anlayışları onları, müdavimin yaşam tarzını her şekilde destekleyecek ve artıracak bir otomobil tasarlamaya yönlendirmiştir.
“Rolls-Royce müdavimi, gelecekte meşhur bir kişi olmaya devam edecektir,” diye açıklıyor Taylor. Rolls-Royce VISION NEXT 100’ün bu insanların hayatlarında kilit bir rol oynayacağını, onları hayatlarının yolculuğunda, en ihtiyaşmlı tarzda varış yerine ulaşmadan önce huzur içinde düşünebilecekleri seçkin bir sığınakta kılavuzluk edip taşıyacağını öngörmekteyim.”
Zahmetsiz Yolculuk, Büyük Sığınak ve Büyük Varış. Rolls-Royce VISION NEXT 100’ün sıradaki üç prensibi ve alameti farikaları.
Zahmetsiz Yolculuk
Heykeltraş ve sanatçı Charles Sykes tarafından Eleanor Thornton model alınarak tasarlanan Spirit of Ecstasy kaput arması, yaratıldığı 1911’den bu yana 105 yıl boyunca her Rolls-Royce’a ve sahibine hayatlarının önemli olaylarında sessizce rehberlik etmiştir. Bu arma, tarihin en önemli olaylarından bazılarında zarif bir varlık olarak yer almıştır.
Günümüzde, ‘Eleanor’un Sesi’ , Rolls-Royce VISION NEXT 100’de yaşamakta olup, sahiplerine zahmetsiz bir geleceğin hayalini sunmaktadır. Sahiplerinin yaşamlarının her yönü ve çevreleri ile dijital bağlantılı olan ‘Eleanor’, sahiplerinin sanal yardımcısı ve şoförü haline gelmekte ve onları her türlü zahmetten ve yükten kurtarmaktadır. Kendi yapay zekası ile dolu olan ‘Eleanor’, sahipleri evlerinden çıkmadan önce yol güzergahları, programları ve seçenekleri hakkında tavsiyede bulunmak üzere sezgisel olarak çalışmakta olup, randevuları ve işleri hatırlatır ve beklenen engelleri kolaylaştırmak için önerilerde bulunur.
Yolcuları yola çıkmaya hazır olduklarında arabayı ‘harekete geçirir’ ve, onları bir sonraki destinasyonlarına ulaştırırken, faydalı fakat sağduyulu bir şekilde önerilerde ve tavsiyelerde bulunur, varış yerlerinden önce bilgilendirme yapar, böyle yolcuları ‘icraat’ için hazır olurlar. Ve ‘Eleanor’, yolcularını her daim ihtiyatlı bir şekilde varış yerlerine ulaştırır ve bunu yaparken kendilerini bekleyen durumu ve ortamı önceden haber vermiş olur.
Bu Zahmetsiz Yolculuk, aracı yolun yüzeyi üzerinde neredeyse kayıyormuş gibi gösteren, fütürist, güçlü, sıfır emisyonlu bir güç aktarımı ile gelişmiş süspanyon birleşimi ile sağlanan Rolls-Royce’ın kendine özgü “sihirli halı sürüşü” ile geliştirilmektedir. V12 yanmalı motoru gelecekte büyük ihtimalle var olmayacağından, bu Rolls-Royce VISION NEXT 100’ün nasıl bir motorla tahrik edileceği ancak tahmin edilebilir. Bir ipucunu, Rolls-Royce VISION NEXT 100’ün içi olan Büyük Sığınak’ta bulabilirsiniz.
Büyük Sığınak (Grand Sanctuary)
“Sadelik, gerçek zarafetin temelidir.” Coco Chanel
Etkinlik dolu yaşamlarında ‘Eleanor’ tarafından bir sonraki yolculuğa hazırlanmış olan araç sahiplerimiz, hareket etmelerini bekleyen Rolls-Royce VISION NEXT 100 tarafından karşılanmaktadır. Büyük Sığınak’a giren yolcularımız , eski zamanlardaki atlı arabalarda olduğu gibi, eğilmeden, tamamlanmış nezaket ve saygınlık ile binerler ve mekandaki en iyi yere otururlar. Fütürist fakat el işçiliği salon atmosferi ile sarılmış olarak, araba kapısı ve istiridye kabuğu kanepe, kendilerini kesintisiz sessizlik ve lüks ile çevrelemek üzere kayarak kapanır.
Bir Rolls-Royce’den bekleneceği üzere, Büyük Sığınak’ın çevresi en değerli ve modern materyaller ile işlenmiştir. Beklenmedik olan ise, hafiflik ve sadelik hissidir, zahmetsiz bir zarafet.
Kabin ise bu ruha uygun olarak, iç kısımda araba kapısından başlayıp cömert OLED ekranının arkasından devam ederek yukarıya doğru ikinci yolcunun yanından koltuğun yanına uzanan, en modern şekilde işlenmiş, ince çizgi Makassar ahşap paneller ile çevrilmiştir. Bu özellik, ekran söndüğünde kesintisiz, güzel bir şekilde temiz ve heykelsi yüzey sağlamaktadir.
Kabinin en önemli parçası, güzel koltuğudur. Mekanın en iyi koltuğu, modern mobilya tasarımının seçkin, fütürist bir yorumudur. En gösterişli kumaşlarla kaplanmış olup, ışıklandırmanın ve modern materyallerin sanatsal kullanımı sayesinde kabinin kozası dahilinde dalgalanma izlenimi yaratmaktadır.
Erken krallık Rolls-Royce’lerinden, ve aynı zamanda 2015 Phantom Serenity üzerinde gerçekleştirilen evrim yaratan çalışmadan esinlenerek tasarımcılar, koltuğu kaplamak için en üst zarafetin sembolünü – ipeği – kullanmışlardır. Malzemelerin bu en doğal ve duyumsal olan, üzerinde yolcularımızın taşındığı ve komutlarını verdikleri güzel dokulu, fildişi renkli lüks bir that oluşturacak şekilde yün ile birleştirilmektedir.
Kabin içindeki nihai bir duyumsal temas noktası ise, yolcularımızın şoförün ortadan kaldırılmasıyla oluşturulan bol alanda yaşarken keyfine varabilecekleri, özel olarak Londra’da dokunmuş olan en kaliteli, özel yapım, uzun havlı fildişi renkli yün halıdır.
Bu boşluk hissi, yolcularımızın koltuklarından görüşü artık gereksiz olan bir kokpit veya direksiyon ile kesilmediğinden vurgulanmaktadır. Rolls-Royce VISION NEXT 100 dahilindeki güçlü konumlarından, “Tüm dünya bir sahnedir ve kadın erkek herkes birer oyuncu…”.
Bir an için gözlerini bu dünya sahnesinden kaçırmayı tercih etmeleri ve ‘Eleanor’dan görsel işaretler istemeleri durumunda, ‘Eleanor’ bunları kabinin ön duvarına hakim olan şeffaf OLED ekranında gösterecektir. Burada yolcularımız yolculukları, destinasyonları ve görüşmeyi bekledikleri kişiler ile ilgili bilgileri görebilirler. Veya salt dışarıdan geri çekilmeyi ve bir süreliğine favori programları ile eğlendirilmeyi tercih edebilirler.
Veya, hem Sir Henry Royce’ın elektrik dinamoları imal eden bir elektrik öncüsü olarak mütevazi başlangıçlarını hatırlatan, hem de en lüks unsur olarak zamanı gösteren, ekranın üzerinde merkezi bir konumda sallanan, incelikle işlenmiş analog saati dikkatle izleyebilirler.
“Rolls-Royce tasarımı günümüzde zarafetin somut örneğidir,” diye yorumluyor Taylor, “ve bu zarafet , tasarımın sadeliği ile elde edilmekte olup, bunun altında ise müdavimlerimizin tecrübesini zahmetsiz kılan teknoloji yatmaktadır.”
Büyük Varış
Bazı doğrular zaman içinde değişmez. Bu doğrulardan biri ise güçlülerin, mevkilerini ifade etme şekilleri olan sembolleri her zaman ne şekilde anlamış olduklarıdır. Roma imparatorlarının savurgan iki tekerlekli savaş arabalarından, Kraliyetin bireysel olarak elle üretilmiş görkemli atlı arabalarına ve diğer arabalara kadar – Kraliçe Elizabeth II’nin taç giyme törenine kadar kullanılan özel kasa Rolls-Royce Phantom IV gibi – söz konusu zarif araçlar, içindeki kişinin önemini dışarıda bekleyenlere yansıtmak üzere tasarlanmıştır.
Büyük bir varışı nefesini tutarak bekleyen kalabalık, idollerinin görkemli varışından her zaman çok etkilenmişlerdir. Rolls-Royce, güçlü müdavimlerinin gelecekte güçlerini ve statülerini bu şekilde sergilemeye devam etmek isteyeceklerine inanmaktadır.
Bu gerçek, Rolls-Royce VISION NEXT 100’ün en dramatik yönüyle yansıtılmıştır – araçta yolculuk edenler için bir Büyük Varış sağlayan ikonik, azametli ve fütürist varlığı. Rolls-Royce VISION NEXT 100, lüksün geleceğini güçlü bir şekilde ifade ederken, yine de herhangi bir gerçek Rolls-Royce’ın görüntüsel ifadesine sadık kalmaktadır: Spirit of Ecstasy amblemi, Panteon radyatör ızgarası, uzun motor kaputu ve aracın tamamının görüntüsel orantıları.
Rolls-Royce VISION NEXT 100 ‘ün gerçek ebadı, değerli yükünün önemini ilan etmektedir. Uzunluğu 5.9 metre ve yüksekliği 1.6 metre olduğunda, günümüz Phantom Uzatılmış Dingil Mesafesinin mükemmel ebadlarını yansıtırken, her daim sabit olan Spirit of Ecstasy ambleminin boyu posu büyür, 20’li yılların kraliyet Phantomlarına geri dönmektedir. Günümüz en seçkin Avrupalı camcıları tarafından elle işlenmiş olup, lüksün geleceğine giden yolu aydınlatmaktadır. Spirit of Ecstasy amblemi, deneysel bir Rolls-Royce’ın kırmızı Çift-R nişanı ile donatılmış olan, yeniden hayal edilen, ancak halen ikonik olan, Panteon radyatör ızgarasının üzerinde durmaktadır.
Rolls-Royce tasarımının bu zaman üstü ikonlarından, olası bir Rolls-Royce dış tarafının tamamen fütürist vizyonunu oluşturacak şekilde birleşen zarif, nefes kesici hatları ve etkileyici yüzeyleri akmaktadır.
Izgaranın cilalanmış metali, aracın burnu üzerinden Spirit of Ecstasy ambleminin ayağı etrafından ve asma lazerlı far çemberlerinin üst kısmı boyunca devam eder, ve sonrasında arabanın alt ve üst kısımları arasındaki ara çizgi olarak, aracın uzun motor kapağının yan tarafını boşa çıkarmak üzere daralır. Bu güzel metal özellik, motor kapağının uçlarında sona ermeyerek, araba kapısının üst kenarı boyunca akarken güzel bir ‘at nalı’ oluşturmakta, belirgin arka omuz üzerinden bir parabol çizmekte, cam güneşliğin arkasını çevreleyip diğer kanattan aşağıya geri dönmektedir.
Bu ara çizgi, arabanın iki tonlu tasarımını vurgulamaktadır. Üst kısım tamamen koyu camdan oluşmaktadır. Arka kaportası yatık cüretkar bir spor araba gibi akmakta olup, araçta yolculuk edenlere, gecenin içinden süzülürken yukarıdaki gökyüzünde yıldızların majestesini izleme olanağını verirken kendilerine mahremiyet sağlayan bir cam kanopi oluşturmakta; arabanın motor kapağına dönüşmeden önce önünüzdeki dünyaya açılan bir pencere yaratmaktadır.
Alt kısım, tasarımı ve elde ettikleri açısından daha dramatiktir. İpek benzeri bir ‘Kristal Suyu’ renk taslağı ile kaplanmış yüzeyi, aracın ebadı ile çelişen bir hafiflik kazanmaktadır. Bu, otomotif ‘Özel Tasarım’ıdır. Rolls-Royce VISION NEXT 100’e hangi açıdan bakılırsa bakılsın, dalgalanıyor gibi görünüyor, ister hareket halinde olsun, isterse hareketsiz.
Bu hafiflik, artık kullanımı konusunda özgür olduğu yeni tahrik ve özel kasa teknolojileri sayesinde mevcut kısıtlarından kurtarılmış olan Tasarım ekibi tarafından bu aracın bir Rolls-Royce’ın özüne geri eşleştirilmesiyle sağlanmaktadır.
Böylece, örneğin, bir motor bir zamanlar arabanın kaput altı alanının tamamını işgal edebilmişse, ön tekerleklerin hemen gerisine bir bagaj bölmesi yerleştirilmektedir.
Tasarımcılar, lüksün geleceğine dair bu cüretkar vizyonu göz önünde bulundururken, Rolls-Royce deneyiminin her unsurunu kolaylık ile doldurma kararlılıklarını sürdürmektedirler. Bagaj bölümü bu nedenle varıştan ve yolcuların inmesinden sonra otomatik olarak açılmakta olup, yüksek mesafeli performans sürüşleri için tasarlanmış iki valiz (Grand Tourer valizi) sunmaktadır. Rolls-Royce VISION NEXT 100 için, valizler CS Rolls ve FH Royce’e uygun şekilde kişiselleştirilmiştir.
Yeni özgür bırakılmış Panteon ızgara, artık Rolls-Royce VISION NEXT 100’ün engelsiz burun kısmıdır. Panteon ızgara, ‘kuyruk kısmı’ ile, 20’li yılların Rolls-Royce’lerinin form dilini aksettiren, tamamen kapalı ve yumuşak tabanlı olan ve içinde kalacak yer alanının tamamı bulunan gövdenin ön tarafıdır.
Hafif, fakat inanılmaz derecede güçlü malzemeden yapılmış olan gövdesi, açıkta kalan kollar ve desteklerle aracın tekerleklerinden uzaklaştırıldığından yolun yüzeyi üzerinde ‘dalgalanıyor’.
Arabanın üzerinde süzüldüğü 28 inç’lik uzun fakat dar tekerleklerin herbiri 65 ayrı aluminyum parçasından elle imal edilmiş ve fütürist bir katamaran izlenimini yaratmak üzere etrafı çevrilmiştir.
Yan taraftan bakıldığında karoser, arabanan arka tarafında omuzların üzerinden zarif bir pelerin gibi incelikle yükselirken yolcularına Rolls-Royce’e has mahremiyeti sağlar. Ancak bu güzel örtü aldatıcı görünüyor, çünkü bu arka omuz aynı zamanda güçlü, fakat zarif bir ileri hareket havası de katmakta olup, bu hava, savaş öncesi büyük Rolls-Royce’leri hatırlatırcasına yukarıya doğru çıkan yükselen kuşak çizgisi ile vurgulanmaktadır.
Bu radikal yeni tasarım dili, geliştirilmiş hava akımı ve daha az hava mukavemeti sayesinde zahmetsiz, durgun bir yolculuğa katkıda bulunurken, şüphesiz yarattığı dram ise büyük bir varış sağlamaktadır.
Rolls-Royce ve Büyük Varış’ın sanatı
Görkemli atlı araba çağında, ve hatta erken özel kasa limuzin zamanında, insanın itibarına uygun bir varış gerçekleştireceği garantiliydi. Gördüğümüz üzere, bu tür taşıtların dış tasarımı ve süslemeleri, içinin lüks donanımında olduğu gibi, kişinin önemini ilan etmekteydi.
Ancak bu araçların diğer bir yönü de, söz konusu vesileler için uygunluklarına katkıda bulunmaktaydı: yüksek pozisyonları, çünkü büyük tekerlerler üzerinde kaldırılmışlardır. Atlı araba veya limuzinin tipik özelliklerinden olan yüksek tavan ile bir araya getirildiğinde, araçtan zarif ve saygın bir şekilde aşağıya inmeden önce normalde ayakta durmak mümkündü. Modern aerodinamik, modern limuzinlerin tavan çizgilerinin dahi alçaltılması gerektiğini öngörmekteydi, böylece kafa boşluğu azalıyordu ve kişinin aracından inerken hafif eğilmesini gerektiriyordu.
Bu kısıtlamayı ve tavizi gelecekte kabul etmek istemeyen Giles Taylor ve ekibi, Büyük Varış’ı olması gerektiği şekilde yeniden oluşturmak üzere çalışmaya başlamıştır.
Rolls-Royce VISION NEXT 100’ün Büyük Varışı’nın ilk sinyali, arabanın önünden uhrevi, dünyevi olmayan bir ışıltı verecek şekilde aydınlatan Spirit of Ecstasy amblemi ve Panteon ızgarasıdır. Geleceğe ait bu vizyon, varış yerine zarif bir şekilde uzanırken, uhrevi ışıltı da ön tekerlek bombesinin arka kenarından tek araba kapısının arkasına yayılır, çok önemli birşeylerin meydana gelmek üzere olduğunun sinyalini verir. Rolls-Royce VISION NEXT 100 zarif bir şekilde durma noktasına geldiğinde muazzam birşeyler gerçekleşir.
Aracın solunda açılır kapanır cam kanopi yukarı kalkar ve yolcuya, yukarıdan ve arkadan siper sağlayarak, ayakta durma olanağı verir. Sonrasında tek araba kapısı tek bir zahmetsiz hareketle süzülerek açılır ve marşpiyerin altından bir basamak çıkar. Son bir gösterişli hareket olarak, basamağın alt tarafından, bir hoşgeldin işareti olarak, halı benzeri bir kırmızı ışık yanar.
Böylece, Botticelli’nin ‘The Birth of Venus’ ‘ünde olduğu gibi, konuğumuz çerçevelenmiştir ve ilgi odağına adım atıp izleyicilerini selamlamaya hazırdır.
“Rolls-Royce VISION NEXT 100’ün Büyük Varış jesti, nihai varış yerlerine ulaştıklarında önemli yolcularımız için bir sahne yaratmaktadır.” diye yorum yapıyor Taylor. “Bu, gerçek bir lüks markasına ait imkanlara ve müşterilerinin arzularına ait özgün anlayışımızın bir ifadesidir.”
Kişisel Vizyon, Zahmetsiz Yolculuk, Büyük Sığınak ve Büyük Varış. Rolls-Royce’ın gelecek 100 yıla dair vizyonu. Rolls-Royce VISION NEXT 100. Lüksün geleceğine dair bir vizyon.
Henüz yorum yapılmamış.